Mecralar Rıo 2016’yı Nasıl Dijitalleştirdi?
“Gündemi etkileyen her olay, pazarlama stratejinizde yeni bir kulvar açar.”
Trendler, ilgisini çekmek istediğiniz insanların hâlihazırda ne ile ilgilendiklerini ve dolayısıyla onlara ulaşmak için rotanızı hangi yöne doğru çevirmeniz gerektiğini gösterir. Bundan dolayı, toplamına dijital pazarlama denen faaliyetler bütününün herhangi bir noktasında yer alan hiç kimsenin, trendleri görmezden gelmek gibi bir lüksü yoktur.
Dolayısıyla bizim de, hem trendlerden bahsedip hem de son günlerin en büyük trendini görmezden gelmek gibi bir lüksümüz yok: Rio 2016.
Sosyal medyanın gündemini spor ile olduğu kadar Uber’den bulduğu şoförün müsabakalara katılan bir sporcunun babası olduğunu öğrendikten sonra adamı Rio’ya yollayan kadın ya da kırk bin dolarlık ekipmanını bir kafede on saniyede çaldırmayı başaran profesyonel fotoğrafçının başına gelenler gibi biraz daha az önemli ama çok daha ilginç haberlerle de meşgul eden olimpiyatlarda son haftaya girmiş bulunuyoruz. Başarıları ile öne çıkan takımları Birleşik Krallık, Çin ve Michael Phelps olan etkinliği, dünyanın çeşitli noktalarından çok sayıda taraftar, sakin ya da gürültülü bir şekilde, kendilerince takip ediyorlar. Ülkesinin sporcuları için kimi yüzünü boyuyor, kimi saçlarını; kiminin göğsüne yaptırdığı dövme objektiflere yansıyor, kimininse sırtına geçirdiği forması…
Peki bu arada mecralar ne yapıyor?
Çok şey!
Facebook, Twitter ve isimlerini tahmin edebileceğiniz diğerleri, sporseverler ve tabii ki markalar için olimpiyatları takip etmeyi daha kolay, daha hızlı ve daha eğlenceli, başka bir deyişle daha dijital hale getirmek adına bir dizi küçük ama oldukça faydalı geliştirme yaptılar.
Şimdi gelin bu geliştirmelere kısaca bir göz atalım. İşte mecralar ve Rio 2016’yı nasıl dijitalleştirdikleri:
Twitter & Periscope
2012 Londra Olimpiyatlarında, etkinlik ile ilgili 150 milyon tweet atıldı. Kulağa etkileyici geliyor mu? Şimdi, Twitter’ın o zamanki aylık aktif kullanıcı sayısının, bugünkünün yarısı olduğunu düşünün. Bunu Twitter da düşünmüş olacak ki, gelecek talebin yoğunluğunu tahmin edip aşağıdaki geliştirmeleri halka arz etti:
– Bayrak emojileri ile, yarışan 207 ülkenin bayrakları, artık tweetlere eklenebiliyor. Buna, bir bakıma talihsiz bir tesadüf ile #ROT(Refugee Olympic Team) hashtagini kullanan mülteci takımı da dâhil.
– Eklenen diğer emojiler de, spor dallarını ve etkinlik ile alakalı açılış seremonisi, kapanış seremonisi, altın madalya gibi sık kullanılması muhtemel terimleri kapsıyor:
– Moments özelliği olimpiyatlar için geliştirildi. Bu sayede kullanıcılar, yarışan ülkeye özel moment takibi yaparak, olimpiyatlar boyunca takımlarının öne çıkan anlarını ana sayfalarında görebilecekler.
– Markaları ilgilendiren bir gelişme: Ad Manager uygulamasındaki olay hedeflemeye olimpik etkinlikler de eklendi. Böylece markalar, müsabakalar hakkında tweet atan ya da okuyan kullanıcılara daha kolay bir şekilde ulaşabilecek.
2015 yılında Twitter tarafından satın alınan ve o zamandan beri gittikçe popüler olan Periscope ise, tahmin edebileceğiniz üzere, olimpiyatlar için özel bir kanal açtı. Bu kanalda, Twitter’ın sporcularla özel röportajlar yapılan ve sahne arkası görüntüler sunulan Kırmızı, Beyaz ve Mavi Oda’sından(Red, White and Blue Room) özel içerikler paylaşılacak.
Twitter gibi Facebook da birtakım eğlenceli ve yararlı güncellemeler ile kısa sürede olimpiyat havasına girdi. Bu güncellemelerden bir tanesi, olimpiyat temalı profil fotoğrafı çerçevesi:
Ayrıca, yüzünü gerçek boya ile kaplamak istemeyen insanlar –bir diğer deyişle yetişkinler- için de, bunu dijital ortamda yapmalarına olanak tanıyan bir uygulama geliştirildi:
Bunlara ek olarak Facebook, müsabakalar ile ilgili haberlerin verileceği, sürekli güncellenecek bir olimpik haberler bölümü de açtı:
Bu bölümde karşınıza çıkacak içerikler arasında arkadaşlarınızın yaptığı paylaşımlar, Facebook’un algoritmasının verdiği karara göre ilgilenme olasılığınızın yüksek olduğu sporlar ile ilgili yapılmış genel paylaşımlar ve canlı yayınlar olacak.
Google & YouTube
Olimpiyatlar konusunda sırtında diğer platformlardan daha büyük bir yük taşıdığını söyleyebileceğimiz Google, sorumluluklarını aşağıdaki geliştirmeler ile fazlasıyla yerine getirdi:
-Bir dizi algoritma güncellemesi ile olimpiyat takvimi ve güncel müsabaka sonuçlarını bulmak kullanıcılar için çok daha kolay hale geldi. Ayrıca Google App de, isteyen kullanıcılara önemli olaylar ve kazananlar ile ilgili otomatik güncellemeler sunuyor.
-Etkinliklerin can alıcı anlarını ön plana çıkartmaları için 60 farklı ülkeden YouTube yayıncıları ile anlaşıldı. Yapılan bu yayınlar, Google arama sonuçlarında da görülebilir.
-YouTube, etkinlik ve kutlamalara farklı bir perspektif getirebilecekleri düşüncesi ile en iyi yayıncılarından 15 tanesini Rio’ya yolladı. YouTube’un yeni özelliği olan canlı yayınların ne kadar etkili olabileceğini kitlelere göstermek için daha uygun bir fırsat da herhalde olamazdı.
– Google Street View, Rio deneyimini biraz daha derinleştirmek isteyen kullanıcılar için, kültür alanında Rio’nun saygıdeğer kurumları ile anlaşarak kentin önemli bazı simgesel yerlerinin yer aldığı interaktif bir koleksiyon oluşturdu.
Snapchat
Sahip olduğu kitle ve son yıllardaki büyüme ivmesi ile dijital dünyayı takip eden herkesin radarında olan Snapchat de, müsabakaların öne çıkan anlarını göstermek için Amerikalı televizyon kanalı NBC ile anlaştı. Ayrıca olimpiyatlar için bir de Discover kanalı açıldı.
Plana göre, İnternet’teki en önemli viral içerik üreticilerinden BuzFeed, olimpiyatlar boyunca Snapchat’in olimpiyatlara özel Discover kanalını kısa klipler ve kamera arkası görüntüleri ile beslerken, Snapchat ekibi de her gün NBC’den aldıkları içeriği kullanarak live stories yaratacak.
Snapchat’e, bunlara ek olarak; olimpik temalı lensler, bitmoji ve geofilter gibi geliştirmeler de geldi.
Peki bütün bunlar markalar için ne anlama geliyor?
Bu soruyu cevaplamadan önce şunu belirtmek gerekiyor ki; resmi sponsorlar dışında herhangi bir markanın, ticari amaçlar ile resmi olimpik hashtaglerini kullanması yasalara aykırı. Bu durumun yukarıdaki soruyu zorlaştırdığı da, kolaylaştırdığı da söylenebilir:
Şöyle ki; markalar, kullanıcılar ile istedikleri gibi direkt bağ kuramayacak olsalar da, farklı kitlelere hitap eden platformların, etki alanı bu denli geniş bir olay için geliştirdiği yukarıdaki uygulamalar, hedef kitle hakkında başka şartlar altında ulaşılması çok daha güç olan bilgilere erişim sağlayacaktır. Sonrası ise markaların yaratıcılığına kalıyor. Listedeki mecraların gösterdiği orijinalliği gösterebilmeleri dileğiyle…